Kayıtlar

Haziran, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aden'in Rüyası (Bölüm 41)

Resim
Sorgunun ardından mahkemeye çıkmadan önce kısa süreliğine Selim’in evine, yani cinayet mahaline gitmişler, Aden’e keşif yaptırmışlardı. Aden o gece yaşanan her şeyi sanki kendisi orada değilmiş gibi başkasının gözünden anlatmıştı. Yalnızca Hayal’in yaptığı şeyleri anlatmıştı. O her ne kadar Hayal’in yaptıklarını anlatsa da herkes tüm anlatılanları bizzat Aden’in yaptığını gayet iyi biliyordu. Aden olay yerinde bulunan kendi ayak izlerini görmüştü, her yer kan içindeydi. O geceden kalma tüm kanıtlar ve vahşetin tüm izleri hala orada duruyordu. Hiçbir yer temizlenmemişti. O geceden tek fark havanın aydınlık olması ve yatağın üzerinin boş olmasıydı. Oraya girdiği an vahşeti tekrar yaşamış gibi hissetmişti. Tüyleri ürpermiş, baştan aşağı titremişti. Ama bir sorun vardı. O da Aden’in hiçbir önlem almasına rağmen Hayal’in bu vahşeti gerçekleştirirken tüm önlemleri almasıydı. Zeminde gördüğü kadarıyla odada yalnızca Aden’in ayak izleri vardı. Muhtemelen cesette de Hayal’e ait hiçbir şey çıkma...

Aden'in Rüyası (Bölüm 40)

Resim
Melisa onu kısa sürede arayacağını söylemişti ama akşam olmasına rağmen hala aramamıştı. O da tüm günü televizyonun karşısında haberleri seyrederek geçirmişti. Koltuktan yalnızca bir şeyler yemek ve tuvalete gitmek için kalkmıştı. Ayrıca neredeyse üç paket sigara bitirmişti. İnsan ne kadar yoksullaşırsa o kadar çok sigara içerdi. O da yoksul sayılırdı. Şimdilik yapabileceği başka bir ley yoktu. Melisadan alacağı bilgilere göre hareket edecekti. Olay artık çözülmüş gibi görünüyordu ama Önder’in içini kaplayan büyük bir sıkıntı vardı. Sanki bir şeyleri yanlış gidiyormuş gibi hissediyordu. Bir yerde atladıkları bir şey vardı ama ne? Koltukta uzandığı yerde uykuya dalmak üzereyken telefonu çaldı. Aninden irkildi ve uzandığı yerden doğruldu. Sehpanın üzerinde duran telefonu alıp ekrana bakmadan cevapladı. Melisa’nın sesini duyunca daha da heyecanlandı. “Ne söyleyeceksin?” diye sordu Önder. “Ah... Bir dakika bekle.” sessizlik oldu. Sonra melisa devam etti. “Kahveyi elime döktüm, bekle şural...

Aden'in Rüyası (Bölüm 39)

Resim
Kutu gibi bir oda, masa ve sandalyeler, ayna cam ve onu sorgulamak için sabırsızlanan polisler. Bu kısır döngüden ne zaman kurtulacaktı? Ne zaman diğer insanlar gibi normal bir hayat yaşayacaktı? Bu yaşananlar ne zaman bitecekti? Kendisini akışa bıraktığında her şey kötü gidiyordu, kontrol etmeye çalıştığında da durumlar pek farklı olmuyordu. Elinden hiçbir şey gelmiyordu. Hayatı mahvolmuştu, elinde hiçbir şey kalmamıştı. Gerçi sahip olduğu tek şeyi, özgürlüğünü kaybettikten sonra geri kanlan hiçbir şeyin önemi kalmıyordu. Mert’i öldürmediği için Tanrı’ya başka bir ruhu göndermek istemişti ama Selim aklının ucundan bile geçmemişti. Öyle olsa bile Selim’e elini bile sürmemişti. Bir insanı öldürmek için önce cesaretini toplamalı, plan yapmalıydı ama her şey çok hızlı gelişmişti. Her şey tamamen onun kontrolü dışında gerçekleşmişti ama bu cinayet de onun üzerine kalmıştı. Hayal her türlü önlemini almıştı. Elinde eldivenler, ayaklarında galoşlar vardı. Olay yerinde yalnızca Aden iz bırakmı...

Aden'in Rüyası (Bölüm 38)

Resim
Uykusunun en derin yerinde bir sarsıntıyla uyandı. Gözlerini açtığında Tamer tepesinde dikiliyordu. “Ben işe gidiyorum, sıcak çay var.” “Tamam, sağ ol.” dedi Önder, uyuşuk sesle. Tamer odadan çıkınca yatakta öteki tarafa döndü, gözlerini kapattı ama bir süre o şekilde kalmasına rağmen tekrar uykuya dalamadı. Bu onun iyi alışkanlıklarından biriydi, bir kere uyanınca bir daha uyuyamıyordu. Belki de kötü bir alışkanlık. Saatin kaç olduğundan haberi yoktu ama tekrar uyuyamayacağını anlayınca yataktan kalktı ve tuvalete gitti. Soğuk suyla yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa gitti. Kendisine büyük bir fincanda çay doldurup salona gitti. Bir sigara yaktı ve orta sehpanın üzerinde duran cep telefonunu aldı. Herhangi bir arama ya da mesaj yoktu. Kimse onu merak etmemiş, arayıp sormamıştı. Televizyonu açıp haberlere göz attı. Siyaset haberlerinin yayınlandığı kanalları geçerek, gündemden gelişmeler yayınlayan bir kanala aradı ve buldu. Ekranda bir muhabir ve bir spiker vardı. Muhabir, Önder’e hiç d...