Kayıtlar

Aden'in Rüyası (Bölüm 37)

Resim
Ağır ve sessiz bir şekilde yataktan çıktı. Masanın üzerindeki montunu ve yerdeki botlarını giyindi. Cep telefonu olmadığından, odanın içini Hayal’in elinde tutuğu fener aydınlatıyordu. Odanın ışığını açmamışlardı çünkü Hayal kameraların kayıt yapmaması için elektrik sistemini devre dışı bırakmıştı. Ama yalnızca Aden’in kaldığı bölümün elektrikleri yoktu. Saat gecenin ikisiydi. Hastane derin bir sessizliğe gömülmüştü. Hasta bakıcıların, hemşirelerin ya da doktorların nerede olduklarını ve ne yaptıklarını bilmiyordu ama hayal biliyordu. Planı o yapmıştı, Aden’i buradan o çıkaracak ve palanın geri kalanını beraber uygulayacaklardı. Hayal simsiyah giyinmişti ama yüzünü gizlemeye gerek duymamıştı. Gecenin bu saatinde içeri nasıl girmiş, buraya, odasına kadar nasıl gelmişti hiçbir fikri yoktu. Yine de bunu fazla sorgulamadı, o ne söylerse onu yapacaktı. Beraber, önce karanlık koridoru yürüyüp merdivenlere ulaştılar. Etraf zifiri karanlıktı, zemin katta öyle. Etrafta kimse görünmüyordu. Danış...

Aden'in Rüyası (Bölüm 36)

Resim
Saat öğlenin on ikisiydi. Gece rahat bir uyku çekmiş. Köyde erken saatte uyanmaya alıştığından dolayı sabah da erken saatte uyanmıştı. Yattığı koltukta sağına soluna dönerek tekrar uyumaya çalışmış ama tekrar uyuyamamıştı. Kendisini daha fazla uyuşturmamak için de kalkmış, kahvaltı olarak bir kahve ve sigarayla yetinmişti. Evde yiyecek bir sürü şey vardı ama onun iştahı yoktu. Fırat’tan aldığı cinayet dosyasının içinden, öldürülen kadının ev adresini ve çalıştığı bölgeyi telefonunun not bölümüne yazmıştı. Hem kadının hem de Aden’in birer resmini de yanına almıştı. Aden’i görmeye gittiğinde dosya yanında yoktu ve içinde kadına ait bir fotoğraf olduğunu bilmiyordu, bu yüzden Aden’e o fotoğrafı göstererek onun arkadaşıyla kurbanın aynı kişi olup olmadığını teyit edememişti. Aden’i tekrar görmek de istemiyordu. Bu yüzden iki kadının aynı kişi olup olmadığını farklı yollarla teyit edecekti. Şu an kadının evinin bulunduğu binanın önündeydi. Apartmana girip evde yaşayan birileri olup olmadığı...

Aden'in Rüyası (Bölüm 35)

Resim
Heyecandan içi içine sığmıyordu. Onu heyecanlandıran şey ne hastanenin onun hakkında vereceği karar ne rüya defteri ve ilaçlarının o çantaya nasıl girdiğiydi. Yalnızca Önder’i düşünüyordu, sadece onu. Başka hiçbir şey düşünemiyor hiçbir şeye odaklanamıyordu. Rüyasını gerçekleştirmiş olmak da umurunda değildi. Onun umurunda olan şey nihayet Önder’in onu fark etmesiydi. Onunla fiziksel temas kurması, onun sıcaklığını, nefesini hissetmesiydi. Önemli olan şey yalnızca buydu ve bunu başarmıştı. Nasıl olduğunu anlayamasa da başarmıştı. Bütün gece heyecandan uyuyamamıştı. Kahvaltıda da doğru düzgün bir şeyler yiyememişti. Odanın içinde volta atıyor, sadece Önder’in hayalini kuruyordu. Gece uyuyamadığından dolayı defterine yazacak rüyası da yoktu. Kendi kendine sırıtarak pencerenin yanına yaklaşmış dışarıyı seyrederken, odasının kapısı açıldı ve kapıda bir hasta bakıcı belirdi. “Ziyaretçin var.” dedi yaşlı kadın ve onun soru sormasına fırsat vermeden, kapıyı kapatıp gitti. Aden bunu da umursa...

Aden'in Rüyası (Bölüm 34)

Resim
Karanlığın içinde doksan kilometre hızla ilerliyordu. Yolu yalnızca aracının farları aydınlatıyordu. Hastaneden çıktıktan sonra Okan’ın aracını ona teslim edip kendisine maliyeti düşük bir araç kiralamıştı. Okan işe gidip geldiğinden dolayı onun aracıyla İstanbul’a gidemezdi. Faruk amcadan iki hafta izin almış, arkadaşlarının gözünün onu üzerinde olacağını, korkmaması gerektiğini söylemişti. Ama yaşlı adam kendisinden çok onun için endişelenmişti çünkü İstanbul’a ne için gittiğini biliyordu. Yanına yalnızca birkaç parça yedek kıyafet ve Melisa’dan aldığı cinayet dosyası vardı. Gözü yolda, aklı ise hastanede yaşananlardaydı. O anı aklından bir türlü çıkaramıyordu. Nasıl olur da böyle bir hata yapabilirdi. Asıl sorun Aden’in bunu yapması değil, Önder’in ona karşılık vermesiydi. Bunu yapmaması gerekiyordu ama iş işte geçmişti. Aden kim bilir şimdi ne düşünüyor ne hayaller kuruyor ne beklentilere giriyordu. Sahi Aden bunu neden yapmıştı, hangi cesaretle? Melisa bile onca yüzsüzlüğüne rağme...

Aden'in Rüyası (Bölüm 33)

Resim
Gözlerini açtığında odanın içine gün ışığı doluyordu. Saatin kaç olduğunu bilmiyordu ama kimse onu uyandırmaya gelmediğine göre henüz dokuz olmamıştı. Yattığı zaman aralıksız uyuyacağını düşünmüştü ama gece boyunca sürekli uyanmıştı. Şimdi de kimse ona seslenmeden uyanmıştı, uykusunu bir türlü alamamıştı. Gece kesik kesik de olsa bir rüya görmüştü ama odasında rüyasını yazacak hiçbir şey yoktu. Daha sonra bunun için birilerinden kâğıt ve kalem isteyecekti. Kendisini halsiz ve yorgun hissediyordu. Yattığı yerden doğrulduğunda, masanın üzerinde küçük bir valiz gördü. En azından ona giyecek bir şeyler getirecek kadar düşünen birileri hala vardı. Hantal bir şekilde yataktan kalkıp, sallana sallana masaya doğru birkaç adım attı. Uykusuzluktan gözleri yanıyor, yutkunurken de boğazına dikenler batıyordu. Gece üşütmüş olmalıydı. Önceki gün, tüm gününü buz gibi nezarethanede geçirmişti. Bu berbat yerde hastalanmamayı umuyordu. Üzerine giyinecek bir kazak aramak için valizin fermuarını açtı. Giy...